Konfüçyüs’ün bir sözü vardır; "Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün
bile çalışmış sayılmazsınız". Durum, işte aynen böyle! İşini sevgiyle ve aşk ile yapmak, işi sevmemenin yarattığı bütün negatif
durumları ortadan kaldırır. İşini aşk ile yapmak, işi iş olarak görmemenizi
sağlar. İşini aşk ile yapanların hayata
bakış açısı çok ama çok farklıdır! Nasıl mı? İşte işini aşk ile yapanların
aşina olduğu harika duygular…
Hafta sonlarını özlemezsiniz ve pazartesi sendromu yaşamazsınız…
Genelde
iş hayatının getirdiği stresten dolayı cuma akşamları, hafta sonları iple
çekilir. Fakat işini aşk ile yapanlar için her an hafta sonudur, her an
tatildir. Çünkü yaptıkları şey iş değil, sevdikleri şeylerdir. Bununla birlikte
kesinlikle pazartesi sendromu gibi modern iş hayatının getirdiği sorunlarla
karşılaşmazlar. Çünkü onlar için işin başlangıç ve bitiş zamanı yoktur,
sevdikleri şey vardır.
‘’Şimdi ne yapmalıyım?’’ panik hali çok ama çok uzaklarda kalmıştır
İşini aşk
ile yapanlar, işten sonra “Şimdi ne yapmalıyım?” panik halini yaşamazlar. Çünkü
işlerini sevdikleri için her şey kontrol altındadır. Bu yüzden iş esnasında
eğlenmeyi de, bilgilenmeyi de, iş yapmayı da çok ama çok iyi bilirler. Bu gibi
panik hallerinin, vakitlerini kalitesiz kılmasına izin vermezler.
Günün nasıl geçtiğini anlamazsınız
Saat, artık sizin için sadece yapılan işler için lazımdır. Yani yapmanız gereken bir iş vardır veya yemek siparişiniz geç kalmıştır; işte saate bakmanızın tek nedeni bu ve bunlar gibi durumlardır. Yani “İş ne zaman bitiyor?, Kaç dakika kaldı?” gibi düşünceler artık hayal olmuştur. Her defasında, gün sonu geldiğinde “Bugün ne kadar çabuk bitti ya!” demekten kendinizi alıkoyamazsınız.
“Olsun, bitsin” kafasından çıkarak “Olacaksa en
iyisi olsun” düşüncesini her zaman yaşatırsınız
İşini
aşk ile yapmak, işine özenmektir. İşinize özendiğiniz zaman sırf iş olsun diye
ve bitsin diye yapılan işlerle alakanız olmaz. Olacaksa en iyi olsun diyerek
yaptığınız işler üzerinde düşünür, ona önem verir, o işte isminizin geçtiğini
farkına varır ve en iyisini yapmaya özen gösterirsiniz.
Sorumluluk almaktan korkmazsınız
İşi sevmemek sorumluluktan kaçmak demektir. Ama işini aşk ile yapanlarda durum öyle mi? Tabii ki öyle değil! İşini aşk ile yapanlar için iş, iş olarak görülmediği ve bir hobi gibi olduğu için sorumluluk almaktan kesinlikle korkmazlar. Düşünsenize, bisiklet sürmekten aşırı derecede keyif alıyorsunuz ve birisi gelip size şunu söylüyor; “Bizim için bisiklet sürer misin?” Çıldırmaz mısınız?